"31
Ekim 1632’de, Hollanda’da, ileriki yaşantısında Barok tarzı, usta ışık
kullanımları, doğal renkleri olduğu gibi yansıtması, resimlerinde mükemmellik
araması ve az eser vermesiyle ama en çok da “İnci Küpeli Kız” tablosuyla
tanınacak bir ressam doğdu: Johannes (Jan) Vermeer."
Resimdeki
kızın adı bilinmenekle birlikte Vermeer’in kızı ya da hizmetçisi olabileceği
düşünülüyordu. Ama Vermeer'in en büyük kızı Maria resimdeki kızdan daha
küçüktü.İnci Küpeli Kız zannedildiği üzere bir
portre çalışması değil. Çünkü kim olduğu bilinmiyor. Tablo bir Tronie .Rembrandt tarafından da çok kullanılmış olan bu teknik;
karakter veya ifadenin; belirli bir kişiye işarete izin vermediği ve figürün
simge olarak kullanıldığı durumlar için geçerlidir.
Bu kızın gerçekte kim olduğu bilinmez. Buna karşın en çok da
bir portre olan Mona Lisa ile karşılaştırılır. Hatta öyle ki tablo “Kuzeyin
Mona Lisa’sı” diye anılır. Mona Lisa’nın gizemli gülümsemesi ne kadar
dikkat çekici ise bu sır kadının da aralanmış dudakları ile kulağındaki inci
küpesi bir o kadar önemli ve ünlüdür.
Gizemli kadının sol kulağındaki inci küpe resmin kaçış noktası
yani pratik söylem ile merkezidir. Çünkü ilk olarak gözümüz bu inci küpeye
takılır. Gözyaşı damlası şeklindeki bu küpeden yansıyan ışık; koyu renk
boya ile başarılı bir kontras yaratır.
Vermeer’in ustalık derecesini gözler
önüne seren ve tek yöne bütün bir daireyi tamamlayan hareketlerle yaptığı bu
inci küpe; yapılan incelemeler sonucu kusursuz bulunmuştur. Bu kusursuzluk
soldan gelen ışığın inci küpeye vurma açısı ve ışığın küpe üzerindeki
parlayışıdır. Bu parlayış ise tüm dikkatleri inci küpeye
çekmektedir."
DERLEYEN : Aysel Buşman
DERLEYEN : Aysel Buşman