9 Nisan 2018 Pazartesi

BAVUL ACADEBİ

NARSİSTİK KİŞİLİK BOZUKLUĞU



Narsisizm kelimesi Yunan Nergis(Narcissus) efsanesinden gelmektedir. Güzelliği ile tanınan yakışıklı genç bir avcı olan Narcissus, bir gün ormanda durgun, gümüş rengi bir göletten su içmek için durur. Göletin kenarında diz çökerken, kendi yansımasını görür ve ona âşık olur. Gördüğü yansımasına “Seni seviyorum” diye seslenir. Suda görüp âşık olduğu yansımasının güzelliğinden kendini uzaklaştıramadığı için sonunda öz sevgisi onu tüketip ölür ve ismini aldığı güzel çiçeğe, ‘’Narcissus’’a dönüşür.

Günlük kullanımda, narsisizm kibirli bir şekilde bencil olan birine işaret eder. Öte yandan öz-sevgi, başkalarını sevme yeteneğini engellemeyen, kişinin sağlıklı bir şekilde kendisine olan sevgisidir. Narsistik Kişilik Bozukluğunun (NPD) ayırt edici özellikleri büyüklük, diğer kişilere olan empati eksikliği ve takdir edilmeye ve beğenilmeye ihtiyaç duymalarıdır. Bu duruma sahip olan insanlar sıklıkla kibirli, ben merkezli, manipülatif ve talepkâr olarak tanımlanır. Büyüklük hayallerine odaklanmış (kendi başarıları, güzelliği, mükemmellikleri vs.) ve kendilerine özel bir muameleyi fazlasıyla hak ettiklerine inanmışlardır. Narsistik Kişilik Bozukluğu kadınlardan daha çok erkekleri etkiler. Bu özellikler tipik olarak erken yetişkinlikte başlar ve iş hayatı ve diğer kişilerle olan ilişkiler gibi birçok bağlamda sürekli belli olmaktadırlar.

 Bazı çocukların narsisizm özelliklerini gösterebilmesine rağmen, bu onların yaşlarına göre tipik olabilir ve narsistik kişilik bozukluğu geliştirecekleri anlamına gelmez. Narsistik kişilik bozukluğu olan insanlar, üstün ya da özel olduklarına inanırlar ve çoğu zaman bir şekilde eşsiz ya da yetenekli olduklarına inandıkları diğer insanlarla ilişki kurmaya çalışırlar, bu ilişkinin temelinde dışardan görünenin aksine, genel olarak oldukça kırılgan olan, kendilerine olan öz saygılarını artırmak yatar. Narsistik Kişilik Bozukluğu olan bireyler başkalarının kendisini çok düşündüğünü bilebilmek için sürekli bir fazladan beğeni ve ilgi arayışı içindedirler. Eleştiriye ve yenilgiye tahammül etmekte zorlanmakta ve olası bir eleştiri veya reddedilme gibi bir durumla karşı karşıya kaldıklarında kendilerini aşağılanmış ve boş hissederler.

NARSİSTİK KİŞİLİK BOZUKLUĞUNUN NEDENLERİ:


Narsistik kişilik bozukluğunun nedeni bilinmemekle birlikte, bazı araştırmacılar biyolojik olarak savunmasız çocuklarda, aşırı koruyucu veya ihmalkâr ebeveynlik biçimlerinin etkili olabileceğini düşünmektedir. Kişiliğin gelişmesi ve diğer akıl sağlığı bozukluklarında olduğu gibi, narsistik kişilik bozukluğunun da kompleks bir sebebi vardır. Çevrenin etkisiyle beraber genetik ve nörobiyolojinin de narsistik kişilik bozukluğunun gelişiminde rol oynayabileceği düşünülmektedir.


Çevre: Birbirine uymayan ebeveyn- çocuk ilişkileriyle beraber çocukta kötü bir tecrübeye neden olan aşırı eleştiri veya aşırı hayranlık, övme durumları.
Genetik: Kalıtsal olarak gelen özellikler.
Nörobiyoloji: Beyin, davranış ve düşünme arasındaki bağlantıdan kaynaklanan nedenler.

TEDAVİ:

Narsistik kişilik bozukluğu olan kişiler problemlerini ve savunmasızlıklarını kabul etmeye karşı çıktıkları için tedavi süreci oldukça zor olabilir. Bireysel ve grup psikoterapi, narsistik kişilik bozukluğu olan kişiler için diğer kişilerle daha sağlıklı ve şefkatli bir şekilde ilişki kurmalarında yardımcı olabilir. Zihinselleştirme temelli terapi, aktarım odaklı psikoterapi ve şema odaklı psikoterapi, narsistik kişilik bozukluğunu tedavi etmenin etkili yolları olarak önerilmiştir.


TARİHTE İZ BIRAKMIŞ VE GÜNÜMÜZDE BİLİNEN BAZI NARSİSTLER:


1. Büyük İskender: Büyük İskender hırslı bir narsistin bütün özelliklerini sergiledi. Kendi kişisel isteklerini gerçekleştirmek için bir sebepten büyük bir ordu kurdu. Askerlerinin ya onunla ya da ona karşı olduğuna ve sadık olan askerlerini sonsuz savaşlara götürdüğüne inanıyordu. Sadece kendi şanı ve kişisel fetihleri için çok fazla harcama yaptı. Generallerinin ya da askerlerinin dökülen kanlarına hiçbir duygu göstermedi ama görkemli vizyonlarına inancı tamdı.
2. Adolf Hitler: 20. Yüzyılın şüphesiz en büyük liderlerinden biri olan Adolf Hitler, milyonlarca masum insanın ölümünün görüldüğü bir savaş başlattı, Yaptığı eylemleri, kuşağımızdaki en büyük savaşlardan birini, tüm o ve diğer tüm beyaz Almanların, diğer herkesten üstün bir ırk olduğuna dair sarsılmaz inançları nedeniyle başlattı. Davranışları, diğerlerinin çektiği acılara karşı hiçbir empati göstermemesi, kendi savaşını ilerletmek için sahte propagandasını yayması ve herkesin kendine katılmasını talep etmesi nedeniyle, bencil bir narsistin tipik bir örneğidir.
3. VIII. Henry: hem karizmatik hem yakışıklı olduğu düşünülen VIII. Henry aynı zamanda tarihin en acımasız ve en egemen liderlerinden biriydi. Ayrıca, siyasi nedenlerden ve kibrinden dolayı tahtına varis ve bir oğul için boşuna arayışıyla meşhurdur. Empati göstermediği ve görünüşüyle ilgili endişe duyduğu bilinmektedir.
4. Napolyon Bonaparte: Napolyon Kompleksi terimi Napolyon Bonaparte’ın düşük özsaygı duygularını telafi etmek için aşırı agresif davranışlarından kaynaklanmaktadır. Napolyon, kendisini tanıyan, büyük düşüncelere sahip olan ve özel olduğuna inandığı herkes tarafından bir tiran olarak kabul edildi.
5. Madonna: Madonna kendisinin ilgi odağı olmayı sevdiğini ve onun aşırı sahne kıyafetleriyle görünmesinin narsistik eğilimlerinin bir ipucu olduğunu ve ayrıca şaşırtıcı başarısının bir kısmının narsistik kişilik bozukluğuna düştüğünü ve teşhircilik sevgisinin onu gündemde tuttuğunu itiraf etmiştir.
6. Donald Trump: Donald Trump bir narsistin tüm tipik özelliklerini sergilemekte olup, tüm otelleri ve diğer malları büyük harflerle kendi ismini taşımaktadır, kendisine verdiği önemden dolayı dış görünüşüne son derece özen göstermekte ve genel olarak hiçbir eleştiriyi de kabul etmemektedir.


KAYNAKÇA:


Derleyen-Düzenleyen : Sena Gür



BAVUL ACADEBİ

About BAVUL ACADEBİ -

Scientia vincere tenebras.

Abone Olun :