Batılılaşma Döneminde Kadın Ressamlarımız
Osmanlı’nın son dönemlerinde batılılaşmanın getirdiği ortamda sanatsal gelişim ivme kazanmış, kadınlara sunulan hak ve imkânlar sayesinde ülkemiz resim hayatına katkıda bulunacak olan kıymetli kadın sanatçılar yetişmiştir.
Kadınların fırça ile tanışması 19. yy sonu ve 20. yy'ın ilk yarılarına denk gelir. Kadın ressamlarımız da bu ortamda yeşermeye başlamıştır. Atatürk’ten güç alan Türk kadını her alanda kendini yenilemiş ve göstermiştir. Yüzyılın ortalarına doğru kadın sanatçıların sayısında artış olmuş, son dönemlerde iletişim olanaklarının gelişmesiyle kadın sanatçılarımız da günümüz sanatını takip ederek çağdaş eserlere imza atmışlardır.
Batılılaşma Döneminde Kadın Ressamlarımız
Osmanlı’nın son dönemlerinde batılılaşmanın getirdiği ortamda sanatsal gelişim ivme kazanmış, kadınlara sunulan hak ve imkânlar sayesinde ülkemiz resim hayatına katkıda bulunacak olan kıymetli kadın sanatçılar yetişmiştir.
Kadınların fırça ile tanışması 19. yy sonu ve 20. yy'ın ilk yarılarına denk gelir. Kadın ressamlarımız da bu ortamda yeşermeye başlamıştır. Atatürk’ten güç alan Türk kadını her alanda kendini yenilemiş ve göstermiştir. Yüzyılın ortalarına doğru kadın sanatçıların sayısında artış olmuş, son dönemlerde iletişim olanaklarının gelişmesiyle kadın sanatçılarımız da günümüz sanatını takip ederek çağdaş eserlere imza atmışlardır.
1. Celile Hikmet (1883 – 1956)
Nazım Hikmet’in annesidir. Resimleri kadar, güzelliği ve Yahya Kemal’in aşkı ile dillere destan olmuş kadın ressamımızdır. Fausto Zonaro’dan ders aldı. Portreler, çiçekler, hamamda, çıplak kadınlar tasvir ettiği resimler arasındadır.
2. Mihri Müşfik (1886 – 1954)
Sanayi-i Nefise Mektebi’nde yöneticilik yaptı. Özellikle portreleriyle bilinir. Tanınmış kişilerin portrelerini yaptı. Atatürk bunlardan birisidir. Ünlü kadın ressamlarımızdan Hale Asaf’ın teyzesidir. Tevfik Fikret’in ölümü üzerine yüzünün kalıbını alıp maskını yaptı. Bu, Türkiye’de yaptığı ilk mask çalışmasıdır. Son yıllarını ABD’de yalnız ve ressam olduğuna pişman olarak geçirmiştir. Kimsesizler Mezarlığı’na gömülmüştür.
3. Vildan Gizer (1889 – 1974)
Müfide Kadri’nin çağdaşı ve arkadaşıdır. Salvatore Valeri’den dersler aldı. Daha çok portrelerinde başarılıdır. Eserleri pastel ve yağlı boya ağırlıklıdır.
Nazım Hikmet’in annesidir. Resimleri kadar, güzelliği ve Yahya Kemal’in aşkı ile dillere destan olmuş kadın ressamımızdır. Fausto Zonaro’dan ders aldı. Portreler, çiçekler, hamamda, çıplak kadınlar tasvir ettiği resimler arasındadır.
2. Mihri Müşfik (1886 – 1954)
Sanayi-i Nefise Mektebi’nde yöneticilik yaptı. Özellikle portreleriyle bilinir. Tanınmış kişilerin portrelerini yaptı. Atatürk bunlardan birisidir. Ünlü kadın ressamlarımızdan Hale Asaf’ın teyzesidir. Tevfik Fikret’in ölümü üzerine yüzünün kalıbını alıp maskını yaptı. Bu, Türkiye’de yaptığı ilk mask çalışmasıdır. Son yıllarını ABD’de yalnız ve ressam olduğuna pişman olarak geçirmiştir. Kimsesizler Mezarlığı’na gömülmüştür.
3. Vildan Gizer (1889 – 1974)
Müfide Kadri’nin çağdaşı ve arkadaşıdır. Salvatore Valeri’den dersler aldı. Daha çok portrelerinde başarılıdır. Eserleri pastel ve yağlı boya ağırlıklıdır.
4. Melek Ziya (1896 – 1976)
Çok yönlü bir sanatçıdır. Hat, heykel ile de ilgilenmiştir. Nazmi Ziya’dan ders almıştır. TBMM’de Kadın Konuşmacı adlı eseri kadının meclisteki varlığı, önemi ve gerekliliğini vurgulamıştır. Figür, portre, natürmort çalışmaları vardır.
5. Güzin Duran (1898 – 1981)
Sanatkar bir aileden gelir. Ünlü ressam Feyhaman Duran’ın eşidir. Mihri Müşfik ile çalışmıştır. Ahmet Haşim’den estetik, Feyhaman Duran’dan pastel dersleri aldı. Empresyonist üslupta eserler verdi.
6. Nazlı Ecevit (1900 – 1985)
Bülent Ecevit’in annesidir. Feyhaman Duran’ın öğrencisidir. Peyzaj, portre, doğa resimlerini tasvir etti. Geleneksel doğacı anlayış çizgisindedir. İzlenimci görüşle de bağdaşan resimleri, asker ressam kuşağının günümüze aktarılan geleneğinin temellerine oturur.
7.Sabiha Bozcalı (1903 – 1988)
Eserlerinde endüstri üretiminin resmini yapan ilk kadın ressamdır. Demir-çelik, Kozlu Elektrik Santrali gibi tesislerin resimlerini yapmıştır. Ama manzara ve natürmortları da vardır. Dergi ve ansiklopedilere desenler ve tramplar uygulamıştır.
8. Hale Asaf (1905 – 1938)
Fikret Mualla’nın platonik aşkıdır. Bu tablosunda resmettiği kişi, bir dönem nişanlısı olan seramikçi İsmail Hakkı Oygar. Bu portreyi 1927 yılında tanıştıkları dönem yapmıştır. Cezannevari bir resim üslubunu portreye yansıtmıştır.
Arkada vazo hariç hiçbir şey yok. İsmail Hakkı’nın bir elini cebine atması, bir elinde sigarayı tuttuğu elinin tam tersi istikamete yönlendirmesi, resmin başarısının yanında, 1920’lerin saçları muntazam taranmış, şık bir beyin, sanatçısı tarafından büyük bir içsel beğeni ile yapıldığını alt metin olarak ortaya koyar.
İsmail Hakkı’nın yanağındaki pembelik, belli belirsiz gülümseme, Hale Asaf’ın o günlerde büyük bir mutlulukla bağlı olduğu İsmail Hakkı Bey’in kendisine akseden noktalar olarak bize yansıyor.
9.Bedia Güleryüz (1908 – 1991)
Çalışmaları izlenimci anlayıştadır. Açık hava ressamıdır. Doğayı resmetti. Ressam Mehmet Güleryüz’ün halasıdır.
10.Leyla Gamsız Sarptürk (1921 – 2010)
Eşref Üren’in öğrencisidir. Sanatını “Ben resim yaptığım sürece varım ve resim yapabildiğim zaman dünyayı yaşamaya değer buluyorum. Yaşantımla resimlerim bu nedenle bir bütünlük arz eder. Gerçek figür düzenlemelerimde gerekse peyzajlarımda, natürmortlarımda olsun ölçülü bir deformasyona, yalınlaştırılmış bir çağdaş biçim anlayışına önem veririm” diyerek özetler.
kaynakça: leblebitozu