17 Mayıs 2018 Perşembe

BAVUL ACADEBİ

EKSPRESYONİZM



Ekspresyonizm Dışavurumculuk çağdaş resim dünyasında önemli yeri olan bir akımdır. Ekspresyonizm modern bir akım olarak 1890’larda Norveçli sanatçı Edvard Munch, Avusturyalı Gustav Klimt, Belçikalı James Ensor gibi sanatçıların resimleriyle başlamıştır.
Politik istikrarsızlık ve ekonomik çöküntü ortamında Almanya’da pozitivizm ve naturalizm ve empresyonizm akımlarına karşı olarak ortaya çıkmıştır.
Ekspresyonizm akımı, doğanın olduğu gibi aktarılmasını hoş karşılamaz, bunun yerine duyguların ve iç dünyanın etkisine dikkat çeker. Gerçek görüşün yerine sanatçının kendine özgü görüşü üzerinde durur.
Modernizm, bilim ve teknoloji alanlarında yaşanan hızlı gelişmeler,bu dönemde Almanya’da ve Fransa’da yaşayan herkes bu hızlı gelişmeden memnun değildi. Doğayı seven, din konusunda duygusal olan, ve ahlak kurallarının tamamen yok edilmesinden korkan insanlar ortaya çıkmaya başladı.
Bu insanlar bir araya gelerek ‘Die Brücke / Köprü’ adlı grubu kurdular. Onları bir araya getiren; yalnızlıkları, acıları, karamsarlıkları, dini ve insani değerleri savunma ve sorgulama istekleriydi.


İzlenimcilik/Empresyonizm estetiğine tepki gösteren herkes kısa süre içerisinde Ekspresyonist yani Dışavurumcu olarak tanınmaya başlandı.
İzlenimciler yani Empresyonistler yalnızca gerçeği tanıtmak, gördüklerini tuvale aktarmak istiyorlar. Ruhsal devinimlerini tuvale aktarma gibi bir amaçları yoktur.

Ekspresyonizm Sanat Akımının Temel Unsurları


Ekspresyonizm ’in doğuşuna çok büyük etki eden üç unsur vardır. Bunlar; Edvard Munch, Van Gogh, Afrika Sanatı ve Fovizm (Yırtıcılık)’dir.
Şimdi asıl konumuz olan Ekspresyonist resim üslubundan bahsedelim. Öncelikle renk kullanımlarının oldukça güçlü olduğunu söyleyebiliriz.
Bu sanatçıların amaçları ruhlarındaki karmaşık ve güçlü duyguları tuvallerine aktarabilmektir. Bunun için renkleri tüpten çıktığı gibi doygun ve güçlü kullanırlar. Yani ait duygularını sert bir şekilde tuvale aktarmak istiyorlar.

Tabi bu yüzden her şeyi göründüğü gibi değil de, kendi içlerinde, ruhlarında ve zihinlerinde oluşan biçimleriyle tuvallerine aktarıyorlar. Bir objeye bakıyorlar ve onu göründüğü gibi değil, o nesneye karşı hissettikleri şekilde veya o resmi yaparken hissettikleri duyguya göre resmediyorlar.
Derleyen-düzenleyen : Aysel Buşman

BAVUL ACADEBİ

About BAVUL ACADEBİ -

Scientia vincere tenebras.

Abone Olun :